Anda Kalmak ve İlişkiler Hakkında 2 Önemli Bilgi!

İletişim ve Anda Kalmak

0

İlişkilerde anda kalmak ve iletişimin temel kuralı bildiğiniz gibi iki kişilik olmasıdır. Fakat iki kişinin fiziksel olarak aynı mekânda olması tek başına bu kuralın gerçekleşmesine yetmez. Örnek vermek gerekirse; kişi karşınızda ancak siz fark ediyorsunuz ki onun aklı başka yerde. Sizi can kulağıyla dinlemiyor. Burada da doğal olarak bir boşluğa düşüyorsunuz.

Ne yapacağınızı ve neler söyleyeceğinizi hatta ne tarz bir duygu hissedeceğinizi tam bilemeyebiliyorsunuz. Başka bir senaryoda ise bu sefer siz karşınızdakini düzgün dinlemiyorsunuz. Zihniniz meşgulken bir yandan da karşınızdaki kişiye yetiştireceğiniz cevapları tasarlıyorsunuz. Yani burada her iki kişi de aslında karşılıklı konuşmuyor.

O halde iletişimin temel kuramını yeniden şöyle formüle edebiliriz: Evet doğru, iletişim iki kişiliktir. Ama ancak anda kalındığında iki kişi gerçek bir iletişimde olabilir. Yoksa oradaki iki birey de birbiriyle gerçek anlamda asla karşılaşamaz. Birbirine teğet geçer.

Hayır Diyebilmek ve Anda Kalmak Nedir?

anda-kalmak-ve-iliskiler
Anda Kalmak ve İlişkiler Hakkında 2 Önemli Bilgi!

Zihnimiz varsayımlarla ve endişelerle dolu olduğunda andan koparız. Gerçekliğimiz de düşüncelerimiz tarafından yönetilmeye başlanır. Şimdi şöyle itirazlar gelebilir: “Aklımızdan hiç mi bir şey geçirmeyeceğiz?” Bu mümkün mü? Burada mesele düşünmemek değil.

Düşüncelerin sadece birer düşünce olduğunu fark etmek… Onları bir düşünce olarak kenara ayırmak ve tekrar ana dönmek. Bunu yapmayı gerçekten başarabildiğinizde yani düşünceyi bir düşünce olarak gördüğünüzde o düşüncelerden oluşan sis bulutu kenara çekilebilir.

Bu aşamadan sonra biz o ortaya çıkan pırıl pırıl berrak havada, her kimle iletişim halindeysek gerçekten duyabilir ve görebiliriz. İşte iletişim gerçek anlamda ancak bu noktada başlayabilir. İlişkilerde anda kalmakla ilgili toplumsal yetiştirilme tarzımızın getirdiği bazı zorluklar vardır. Bunun en tipik örneklerinden biri de bir şeyi istemediğimizde bile kolay kolay hayır diyemememizdir.

Hayır diyemememiz, duygulardan ve hatta kişiliklerden çok zihnin bizi şuan ki kendi gerçeğinden koparmasının sonucudur. Burada ortaya basit bir mekanizma çıkıyor.

Eğer bir kişi hayır diyemiyorsa, karşı tarafı üzmekten çekiniyorsa ya da bencil, duyarsız olarak yaftalanmaktan korkuyorsa bu tarz gelecek referanslı endişeler sürdüğü müddetçe duygularımızı berraklıkla fark etmek çok zorlaşır.

Anda Kalmak | Duyguları Birer Duygu Olarak Tanımlamak

anda-kalmak-ve-iliskiler
Anda Kalmak ve İlişkiler Hakkında 2 Önemli Bilgi!

Duygularımızı duygu olarak yorumlamak, onların bizim üzerimizdeki baskısını azaltır. Duyguları ait oldukları yerde görerek gerçekten o an ne yapmak istediğimizle yüzleşmemiz gerekmektedir.

Anda kalmak ve söylemek istediğimiz şeyler birleştiğinde bizi biz yapan oluyoruz. Gerçekten istersek hayır diyebilmek zor olmayacaktır. Aslında içimizde ne olup bittiğini fark ettiğimiz zaman mümkün olabilir.

Duygularımızı duygu olarak, düşüncelerimizi bir düşünce olarak fark ettiğimizde onları oldukları yerde bırakabiliriz ve biz insan olarak duygu ve düşüncelerimizin çok daha ötesinde onları gözlemleyebilen derin bir varlık olduğumuzu hatırlarız.

anda-kalmak-ve-iliskiler
Anda Kalmak ve İlişkiler Hakkında 2 Önemli Bilgi!

Duyguların yarattığı baskıdan kurtulup sakinleşiriz. Sonuçta etrafta olan biteni doğru şekliyle olduğu gibi algılamaya başlarız ve içimizi daha objektif bir şekilde gözlemleyebiliriz.

Bu objektiflikte kendi içimize baktığımızda da duygularımız düşüncelerimiz tek tek birer kar tanesi netliğinde nedenleriyle beraber kendini göstermeye başlar. Bu da bize duyguları daha iyi anlama ve onları oldukları gibi görme fırsatını anda kalmak mottosuyla verir.

İlişkiye dair tüyolar için: Aşk ve İlişkiler

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.